İmamoğlu: “Berbat ettiğiniz Melen Barajı’nı bırakın. O İşi Biz Yapalım, Melen Barajı’nı Yapalım”
Haber: OKTAY YILDIRIM Kamera: ADEM KARABAYIR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, “İSKİ Ömerli Havzası Çevre Projesi” açılışında; Hükümetine aylardır sürüklenen Melen Baraj İnşaatı’nın hatırlatarak, “Melenen Barajı’nı bir kenara bırakın; bir karmaşa yaptın. Bu işi halledelim ve Melenen Barajı inşa edelim.” Dedi. İmamoğlu, “İstanbul’un bütün bu meseleleri ve meseleleriyle ilgili olarak biz ne yaptık, nasıl yaptık, bir de devlet otoritesi ellerinde iken, neyi, nasıl yapmadıklarına bakın. Sadece bizden önceki döneme değil, ne ve nelere dair” dedi. bugün sahip oldukları imkanlarla nasıl.” Bakın neler yapmadılar, hatta neyi engellediler. Fark bu kadar büyük. Bu tamamen zihniyet farkıdır. Bu sadece iş yapma biçimi değil, zihniyet farkıdır. Yetenek ve güç arasında ne kadar büyük bir fark var; hatta buradan ölçebilirsiniz: Ne kadar büyük? “Ahlak ve ciddiyet farkı var, bunu buradan görebilirsiniz” dedi.
İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), Anadolu Yakası’ndaki 5 ilçeden (Tuzla, Pendik, Sultanbeyli, Çekmeköy ve Sancaktepe) 47 farklı noktadan günde yaklaşık 15 bin metreküp atıksu akışına son verdi. Ömerli Barajı yaklaşık 500 milyon TL yatırımla. verilmiş. “İSKİ Ömerli Havzası Çevre Projesi” Açılışı; CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, CHP Parti Meclisi üyeleri Baki Aydöner, Yetenekli Yüksel, Bedirhan Berk Hakikat ve ŞOzan Işık, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç ve CHP Tuzla Belediye Başkanı Adayı Ali Eren Bingöl, Sultanbeyli Belediye Başkanı Adayı Ayhan Koç ve Şile Belediye Başkanı Adayı Özgür Kabadayı, İmamoğlu ve İSKİ Genel Müdürü Dr. Şafak Başa birer konuşma yaptı.
İmamoğlu konuşmasında şunları söyledi:
“CUMHURBAŞKANI, MELEN BARAJI’NIN YAPILMADIĞINI MUHTEŞEM OLARAK BENİM ORAYI ZİYARET EDEREK ÖĞRENDİ”
“İçme suyu sorunu gerçekten çok önemli. Bir damla suyun dahi israf edilmemesi gereken bir şehir. İstanbul’da içme suyu sağlayan barajların bir damlasının bile kirlenmemesini sağlamamız gerekiyor. Çünkü biz Her zaman kuraklık tehdidi altındayız ve belli bir süre içinde kuraklık yaşadığımızda inanın çok tedirgin oluyoruz.” Çünkü ortasından büyük bir nehrin aktığı bir şehrimiz yok. Dünyada bu kadar büyük bir nüfusa, toplama sistemiyle oluşturulan barajlarla su sağlayan başka bir şehir yok. Bu bakımdan İstanbul, koşulları hiç de kolay olmayan, aslında uzun süredir su sorunuyla boğuşmuş bir şehir. Kilometrelerce su farklı noktalardan taşınarak şehrin içme suyu ihtiyacı karşılandı. Dolayısıyla bu ihtiyaç çok önemli ama bir yandan da içme suyu sorunu yıllardır ihmal ediliyor. Hatta biraz da olsa istismar edildi. Baktığınızda İstanbul’da ‘Melen Barajı’nı tamamlıyoruz’ cümlesi muhtemelen çok duyuluyor. Muhtemelen posterlerde görmüş veya okumuşsunuzdur. Hatta ‘2071’e kadar İstanbul’un içme suyu sorunu olmayacak’ dediler. Melen Barajı’nın temelini 10 yıl önce attıklarında yaptıkları açıklamada, ‘2 yılda bitireceğiz’ dediler. Hatta ‘Bu gün, bu saatte açacağız’ diye ilan verildi. Lütfen hatırla; 2019 yılındaki seçim sürecinde de bugün yaptığımız gibi İstanbul’un geleceğine yönelik projelerimizi gerçekten önemli bir vizyon ve beklentileri karşılayan bir içerikle teknik olarak anlatırken, bizi ‘konulardan habersiz’ olmakla suçladılar ve ‘Onlar’ dediler. Bilmiyorum ama 2050’ye kadar İstanbul’un su şebekesinin tamamlanacağını söylüyorlar.’ Cumhurbaşkanı’nın açıklaması ‘Sorunu çözdük’ oldu. Ben orayı ziyaret edip kamuoyuyla paylaşana kadar Melen Barajı’nın yapılamayacağını, yarım kaldığını, hatta tüm gövdesinde büyük çatlaklar bulunduğunu bilmiyor olabileceğini düşünüyorum. Çünkü o saatten sonra kıyamet koptu. İhaleler, yeni proje çalışmaları… İhale vardı ama yine olmadı. Projeler iptal edildi ve artık bir sır olarak kaldı. Büyük bir vücut, büyük bir baraj. artık şunu söyleyebiliriz: On milyarlarca liralık zarar.
“BUGÜN MELEN BARAJININ ADINI BİLE SÖYLEYEMİYORLAR”
Eğer yapılabilirse, özellikle üreteceği elektrikle suyun yaklaşık 250 kilometre mesafeden İstanbul’a pompalandığı bir ortamı düşünürsek, ekstra para çıkacağı için mevcut sistemdeki enerji tüketimimiz sıfır olacaktır. Cebimiz maalesef milyarlarca liralık kayıp ve zarara yol açan bir süreç artık… Dolayısıyla bugün Melen Barajı’nın adını bile anamıyorlar. Çünkü üzgünüm ki Melen Barajı yok. Maalesef Melen Barajı’nda bir beceriksizlik, rezalet ve sefalet var. Bu çok üzücü. Başka bir deyişle bu, bir belediye başkanının açıklamaktan büyük üzüntü duyacağı bir sorundur. Melen Barajı projesini imzalayıp kamuoyundan gizleyenler, şimdi de İstanbul’a 6 baraj daha vaad ediyor. ‘Ah, ah, ah; ‘Baraj deme’ demeliyiz. ‘Baraj kelimesini kullanmayın’ demek lazım. Son bir yılda kaydedilen ilerlemeye baktığımızda İstanbul’a söz verdikleri 6 baraj 60 yıl veya daha uzun bir sürede tamamlanacak mı? Açıkçası tahmin bile etmek istemiyorum. Hele ki bu süreçte dediğim gibi milyarlarca lirayı israf edenler İstanbul’a 6 baraj yapmaya kalksalar Kamu Hazinesi ne kadar zarar görür Allah bilir. Melen Barajı konusunda İstanbul halkına hesap vermeleri gerekiyor. İstanbul adına hesap sorulamayanlar adına çok net söylüyorum; Prestijli olacak tek bir kelimeleri veya tek bir projeleri yok.
“MELEN VE KANAL HAKKINDA CÜMLE YAPAMAZLAR”
İktidar kanadı Melen Barajı gibi Kanal İstanbul ile ilgili bir açıklama yapamıyor. İkisinin hafızası tükenmiş gibi görünüyor. Yani mesela çıkıp ‘Melen Barajı’nı yapamadık milletimiz, üzgünüz’ diyemiyorlar. “Kötü mühendislik yaptık, olmadı” diyemezler. ya da ‘Böyle çözeceğiz’ diyemiyorlar. Biz 4 yıldır aralıksız bu konuya çağrı yapmamıza rağmen geçen hafta ‘Bu süreci bize devredin’ dedim. Hadi bunu alalım. Üzerinde çalışalım. Teknik altyapı, finansal altyapı… Melen Barajı çevresindeki çevre yatırımlarımızı tamamlamak üzereyiz. ‘Bu bağlamda bunun üzerine oturalım, üzerimize alalım, yapılabilir seviyeye getirelim. Bundan sonra ‘Peki inşaatı sen yap’ dersen onu da biz yapalım.’ Buradan bir kez daha ilan ediyorum: Melen Barajı’nı bırakın; Ellerine ve yüzüne sürdün. O işi biz devralalım ve Melen Barajı’nı yapalım. Buradan tekrar çağrı yapıyorum: Kanal İstanbul konusunda bile ‘Evet yapılmalı’ ya da ‘Hayır yapılmamalı’ gibi bir şey söyleyin. ‘Yapılmalı, yapılmamalı…’ Ses çıkmıyor. Seçim zamanı olduğu için “Gündemimizde yok” gibi muğlak cümlelerle vatandaşı kandırmaya çalışıyorlar. Yani “Vatandaşın gündeminde olmayan konular bizim gündemimizde de yok” diyerek konuları anlatıyorlar.
“UÇMAK NE OLURSA OLSUN, O YERE İNEMEZLER”
Böyle bir şey olduğunda ‘Bak, bak, bak, bak, bak’ derim. Yani hep “İstanbul reşit olacak” dediler. Türkiye’yi uçurur dediler… Bu uçmak ne anlama geliyorsa gelsin, yere inemediler. Havada uçuyorlar. Yere inemediler. O kadar çok uçuyorlar ki; Dünyada enflasyonun çift haneli olduğu çok az ülke var. Biz – Tanrıya şükür bizi uçurdular – 3 haneliyiz. Aylık enflasyon resmi rakamlarda yüzde 6,6-7 olarak açıklanıyor. Bu üzücü bir durum. Dünyada 6,5-7 (yıllık) enflasyonu yüksek bulan ve bu konuda enflasyonla mücadele eden 70-80 ülke var. ‘Aylık 6,5-7 gelirli istikrarlı bir ekonomiden’ bahsediyoruz. Dolayısıyla bu anlayışın İstanbul ismine prestij kazandıracak tek bir politikası yok. İstanbul’un sorunlarını ancak tek kişilik, tek kimlik ve anlayış çözebilir: sözünün eri olma anlayışı. Sözüne sadık, saygın ve onurlu bir yönetim sorunu çözecektir. Biz -Allah’a şükür, bunu tüm kalbimle söylüyorum- 4,5 yıldır bunu ispatlıyoruz. Metrodan altyapıya, sosyal destekten kültür sanata kadar her alanda yanınızdayız. Tarımdan çiftçiye ve hayvancılığa kadar İstanbul büyük bir ilerleme kaydediyor. Çünkü biz İstanbul’un gerçek sorunlarını çözmek üzereyiz. Bu yüzden işimiz bu kadar kolay. Bu nedenle İstanbul’un her kesimiyle çok güçlü işbirliklerimiz var.
“ÇEKMEKÖY, SANCAKTEPE, SULTANBEYLİ, TUZLA, PENDİK, ŞİLE… BUNLARDAN BİRİ CHP BELEDİYESİ DEĞİL”
Bakın burada ne diyoruz? Çekmeköy, Sancaktepe, Sultanbeyli, Tuzla, Pendik, Şile… Bunlardan biri CHP’li belediye mi? Olumsuz. İstanbul’un her yerinde bu anlamda yetersiz olan altyapıya yatırım yapıyoruz. Burada bugün yaklaşık 500 milyon liralık yatırımla Ömerli İçme Suyu Havzası’nın suyunu 47 noktada bozulmamış haliyle muhafaza ediyoruz. Onu arındıracağız. Çocuklarımız o suyu evlerinde elmas gibi içecek. Çocuklarımız o suyla yüzlerini yıkayacaklar. Annelerimiz ve ailelerimiz leziz yemekler pişirecek, abdestlerini alacak, hijyen ihtiyaçlarını karşılayacaklar. Böyle bir şehir yaratıyoruz. Bugün toplam 74 bin 300 metre atık su, 8 bin 300 metre yağmur suyu şebeke ve kolektör sınırlarını tamamladık. Artık yağmur suları havzalardan ve derelerden tertemiz bir şekilde Ömerli’ye akacak. İstanbul genelinde 181 noktada atık suların denize, boğaza ve barajlara karışmasını engelledik. 31 noktada daha çalışmalarımız devam ediyor. Ve bunların atık sulara karışması o kadar da kolay değil. Ve inanın bana, her biri kritik. İstanbul bizim gözbebeğimiz. Kimisi Haliç’in kıyısında, kimisi Marmara’nın kıyısında, her yerde.
“BİZ NE VE NASIL YAPIYORUZ, ONLAR ELLERİNDE DEVLET OTORİTİYLE NE VE NASIL YAPMADIKLARINA BAKIN”
İstanbul’un bütün bu sorunları ve sorunları konusunda bakın ne yapıyoruz, nasıl yapıyoruz. Bir de bakın devlet otoritesi ellerindeyken ne yapmadılar, nasıl yapmadılar. Sadece bizden önceki döneme değil, bugün sahip oldukları imkanlarla neyi, nasıl yapmadıklarına, hatta engellediklerine bir bakın. Ortadaki fark o kadar büyük ki. Bu tamamen zihniyet farkıdır. Bu sadece iş yapma biçimi değil, zihniyet farkıdır. Yetenek ve güç arasında ne kadar büyük bir fark var; Hatta bunu buradan ölçebilirsiniz: Yetenek ve güç arasındaki fark. Burada ahlak ve ciddiyet arasında ne kadar büyük bir fark olduğunu görebilirsiniz. Onun için diyorum ki, her meselede belaya şöyle bakın: Müsrif insanlar ve failler olarak bakın. Biz yapıcıyız. Bu büyük bir fark. Bu yüzden insanlarımız bu farkı görüyor ve bize yöneliyor. İsrafçılar da bu durumun farkında; İstanbullularla İstanbul hakkında konuşmamak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu daha önce de yaptılar. 2019 seçimlerinde iki kez yaptılar. 2023 genel seçimlerinde de yaptılar. Konuşmak şöyle dursun, konuyu başka kanallara taşımaya, oraya aktarmaya çalışacaklar. Aslında öyle bir noktadalar ki; ‘Genel seçim yaptık. İhtiyaç nedir? ‘Yerel seçim yapmayalım’ diyecek kadar ileri gitme niyetindeler. ‘Yerel seçim yapmayalım. Yani zaten bir genel seçim yaşadık. Bu hazır durum. ‘Ne dersek o olsun’ mantığıyla hareket etmeye çalışıyorlar. Yani ‘Devlet yanımızda olsun, belediye yanımızda olsun, biz ne dersek o olsun’ bakış açısı bu.
“BU ZİHNİYETİN İSTANBUL’A KAZANDIRACAĞI BİR ŞEY OLMADIĞINI BELİRTİYORUZ”
Bu zihniyetin İstanbul’a verebileceği hiçbir şeyin olmadığını buradan ilan ediyoruz. ‘İstanbul’dan daha ne alabiliriz?’ diye düşünüyorlar. Biz; ‘İstanbul’a bütün olarak, millet olarak daha ne verebiliriz, İstanbul’u nasıl ayağa kaldırabiliriz, İstanbul’u dünyanın en güzel şehri, güzel milletiyle mutlu bir şehir nasıl yapabiliriz’ bakış açısına sahibiz. İstanbul ve 16 milyon insanı mı?’ . Ama şunu söyleyeyim; 2019 yılından bu yana İstanbul’a ‘Geçmiş olsun İstanbul’ diyoruz. İstanbul’da israf dönemi bitti. İstanbul’da rahmet dönemi başladı. Harekete geçme, hizmet ve yatırım zamanı başladı. Şunu söyleyeyim: Eğer ‘İstanbul’u yeniden kazanırız’ umuduyla seçime girmeyi düşünüyorlarsa, bir sonraki seçime kadar, 2029’a kadar… Ne kadar hükümet süreleri var bilmiyorum ama.. 3-4 yıl kaldı mı bundan sonra? Bu sürede Melen’i bitirmeleri lazım. Belki bundan sonra bir yüz verip İstanbul halkına ‘Oy verin bize’ diyebilirler. Ama açık konuşayım; Bir an önce inşaata başlamanız ya da bize teslim etmeniz şartıyla, ben bu işi bitirdim.
“BU MİLLET, SEÇİMDEN SEÇİME ‘HER YOL MÜSAADEDİR’ ANLAYIŞIYLA YAPILAN KAMPANYALARDAN BIKTI”
Bizi bu ülkenin, bu milletin gündeminde asla yer almayacak konulara çekmeye çalışmamalılar. Bu millet, seçimden seçime ‘Her yol makbul’ anlayışıyla yürütülen kampanyalardan bıktı. Burada her türden insan var. Şehrimizin, köylerimizin, mahallelerimizin temsilcileri var. Politikacılar var, meclis üyeleri var. Burada herkes var; Anlıyorum. Milyonlarca insan bizi izliyor. Milletimin her ferdi vatanseverdir. Milletimin her ferdi bayrağını ve topraklarının her karışını sever; Canını verir. Millî duyguları ön plandadır. Herkesin inancına saygı duyar. Herkesin inancını yerine getirebileceği ortamların varlığına saygı duyar. Onun için milleti millete bırakın. Bu millet aslında bir kişinin temsilcisine değil, milletin temsilcisine oy verecektir. Bu çok açık. O bakımdan ‘İstanbul için tam gaz ileri’ diyerek kararlı yürüyüşümüzü sürdüreceğiz. Önümüze her zaman daha büyük hedefler koyacağız. Bu hedeflerin her biri milletimiz için, çocuklarımız için, gençlerimiz için, hanımlarımız ve beylerimiz için olacaktır. Emekçiler, işçiler ve emekliler için olacak. Patron için olacak, akademisyenler için olacak, herkes için olacak. İleride her zaman daha güzel günler olacaktır.
BAŞA: “ÖMERLİ’YE TATLI SU, TUZLAMA TESİSİNE ATIK SU”
İSKİ Genel Müdürü Şafak Başa’nın verdiği bilgiye göre; İSKİ Genel Müdürlüğü tarafından atık suların Ömerli Barajı’na karışmasının önlenmesi için çalışma başlatıldı. Ömerli Havzası’na daha önce bilimsel atıksu ve yağmur suyu hatlarının bulunmadığı ancak septik sistemin çalıştığı ve atıksu hattının yetersiz olduğu yerlerden atık suyun karıştığı 47 nokta tespit edildi. Bu noktalardan atık su karışımlarının önlenmesi amacıyla yürütülen çalışmaların tamamlanması sonucunda; Ömerli Barajı’na atık su girişi durduruldu. Yürütülen çalışmalar kapsamında; Teknik atık su ve yağmur suyu hatlarının olmaması veya yetersiz olması; Tuzla ilçesinde; Akfırat, Tepeören, Fatih mahalleleri ve Okan Üniversitesi Yerleşkesi, Pendik ilçesi; Sultanbeyli ilçesine bağlı Göçbeyli, Ballıca ve Kurtdoğmuş mahallelerinde; Çekmeköy ilçesinde Mecidiye, Orhangazi ve Mimar Sinan mahallelerinde; Soğukpınar Mahallesi Sancaktepe Mahallesi’nde; Paşaköy, Eyüpsultan ve Sarıgazi mahallelerinde toplamda; 74.294 metre atıksu kolektör ve şebeke hattı; 8.319 metre yağmur suyu hattı, 2 adet fosseptik yapısı ve 1 adet vorteks yapısının imalatları tamamlanarak günlük yaklaşık 15.000 m3 atık suyun Ömerli İçme Suyu Barajı havzasına karışması engellendi. Atık suyun Tuzla Atıksu Arıtma Tesisine ulaşması sağlandı. Tamamlanan bu üretimlerin şu anki miktarı; 489.300.000 TL oldu.
